KAMUOYUNA SAYGIYLA
05.07.2020 günü saat 02.30-02.45
sularında Beyoğlu İlçesi’nin Mis Sokağı’nda 10-15 adet bekçi kıyafetli şahıs
tarafından yüzlerine biber gazı sıkılıp darp edilen iki vatandaşın gözaltına alındığı sırada topluluğa
yaklaşıp “Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaksınız. Bu yaptığınız suçtur,
kötü muameledir. Avukat olduğum için Görevli Memura Mukavemet Suçları’nda bu
tür davranışların muhakkak memur aleyhine neticelendiğini biliyorum” demem üzerine
iki bekçi kılıklı şahıs tarafından saldırıya uğradım. Ellerim arkadan kelepçelendi.
Haklarım hatırlatılmadı. Suçlama tarafıma yöneltilmedi. Avukat olduğumu
söylediğim halde kimliğime bakılmadı, baroya haber verilmedi. Gözaltına alınan
diğer iki kişi ile birlikte Beyoğlu Polis Merkezi’ne götürülürken neden gözaltına
alındığımı sorduğumda bekçiler ağız birliği yapmışçasına Süleyman Soylu’ya ve
Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etmemin hesabını vereceğimi söyleyip bu kez tuttuklarımı
kolumu bükmek, kelepçeye kıstırmak suretiyle boynumdan tutup kambur şekilde
yürüterek karakola getirmişlerdir. Karakoldaki polislerin bekçi kılıklı
şahısları mekâna kabul etmesiyle bu şahsıların Bekçi olduğu anlaşılmıştır.
Burada kelepçeyi uzun süre çıkarmamış, ifade işlemlerine yaklaşık 7,5 saat
başlamamışlardır. Bu arada götürdükleri Taksim İlk Yardım Hastanesi’nden vücudumdaki
yaraları ve ezikleri belgeleyen darp raporu alınmıştır. Bununla beraber ayakta
bekletme, diğer mağdurlarla konuşturmama ve kaldığımız mekâna tek tek gelip ben ve yanımdaki diğer mağdurlarla sürekli dalga geçerek psikolojik işkenceye devam
etmişlerdir. Şahısların sürekli olarak vurguladığı şey avukatların hukuk
bilmedikleri, “avukatların kanunu” olan olan TCK ve CMK’nın kendi kanunları”
olan PVSK’dan daha az önemli olduğu bize haddimizi bildirecekleri vb.
saçmalıklardır. Bekçi kılıklı şahısların saç kesimleri, jestleri, mimikleri,
konuşurken seçtikleri kelimeler ve olayları mukayese ve muhakeme yeteneklerinin
sokak çeteleri üyelerininkine benzer olduğu tarafımca gözlemlenmiştir. Aynı
zamanda bu şahısların polis merkezinde polisleri de bunalttıkları, yordukları uğraştırdıkları
görülmüştür. Altına imzamızı atmadığımız olay yeri tutanağında 7-8 adet bekçi,
ağzımızdan çıkmış gibi Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı’na küfürnameler
düzmüşlerdir. Bu küfürlerin ayrıntılarını incelediğimizde söylemin değeri
kahvehane ağzı diyebileceğimiz bir düzeydedir ve oldukça başarısız bir kurguya
sahiptir. Olay yerindeki 20’den fazla vatandaş dinlendiğinde ve kamera kayıtları
incelendiğinde gerçek anlaşılacaktır.
8 saat boyunca tarafıma
işlenen kötü muamele, yaralama, ifadeyi geç alarak kişi özgürlüğü ve güvenliği
hakkımı çiğneme, iftira, hakaret, oturacak, yatacak yer, yiyecek ve su vermemek
suretiyle manevi işkence ve sonrasında açacağım AYM, AİHM, maddi ve manevi
tazminat davaları ve suç duyuruları ile o sahte tutanak altına imza atan tüm
bekçileri yargılatacağım. Davalar bir ömür sürse de asla peşlerini
bırakmayacağım.
Bununla beraber pişkince
ve kolayca iftira atabilmelerinden hareketle, bu şahısların diğer gözaltı
işlemlerinden dolayı işledikleri suçlarda da başkan ya da bakan ile ilgili aynı
kurgusal küfürlerin tespitini sağlamak için imza attıkları tüm dosyalar incelenecektir.
Bizim açacağımız dava dosyalarına istenip küfürlerin basma kalıp olup olmadığına
göre değerlendirmesi yapılacaktır. Zannımızca bu şahıslar kanun bilmedikleri
için, bir şekilde hedeflerine aldıkları insanların eylemlerinin suç oluşturmaması
durumunda başları belaya girmesin diye CB ve bakana hakaret iftirasında anlaşma
halindedirler. Aksi halde yüz yüze baktığımız birinin pişkince ve gözlerini
kaçırmadan bağırarak ve az önce olmuşçasına hakaret iddiasında bulunması
hayatın olağan akışına aykırıdır. Rutinde iftira daha yavaş, kâğıt üstünde ve mahcupça
atılır. Bu olayda ise kâğıt üstünde zaten önceki anlaşmaya binaen atılacak
iftiranın bir de yüzüme karşı ve birden yapılması şahısların bunu itiyat haline
getirdiğini gösteriyor. Bu sebeple daha önce bekçi tarafından işlem yapılan
kişilerin anılarını ve kendilerine iftira atıldıysa ne tür bir iftiranın
atıldığını bana anlatmalarının bu davaların çözümüne yönelik bir ilaç olacağı
kanaatindeyim. Sizden rica ediyorum.
Demokratik toplum arzusunda
olan her şahsın ve kurumun bu önemli davaları takip edeceğinden kuşkumuz
yoktur. Karakol önünde bize destek veren ve el sallayan herkese teşekkür
ederim. 06.07.2020, Cihat Duman
Kaleminize sağlık hocam.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil