Bu Blogda Ara

30 Ocak 2012 Pazartesi

Kar Musikileri



                                          -Varşova 1927-

Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.

Bir kuytu manastırda duâlar gibi gamlı,
Yüzlerce ağızdan koro hâlinde devamlı,

Bir erganun âhengi yayılmakta derinden...
Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.

Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta.

Birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle.

Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda bütün bir gece Körfez'deyim artık!


yahyA kemaL Beyatlı*

* Yahya Kemal, Kendi Gök Kubbemiz, YKY, s.33, İstanbul, 2006

24 Ocak 2012 Salı

Çayın Bitince Ses'len

Yasemin Mori - Aslinda bir konu var by Le bain turc

“Alayla gülme arasında büyük bir fark gözetiyorum. Çünkü gülme, tıpkı eğlenme gibi, kendi başına iyidir. Zevk almayı yasaklamak yalnızca lanetli ve hüzünlü bir hurafeciliğin işidir kesinlikle. Açlığı ve susuzluğu dindirmek kadar melankoliyi kovmaktan daha uygun bir şey olabilir mi? İşte benim ilkem ve bağlandığım yol budur…”
Spinoza

3 Ocak 2012 Salı

Bir Aşk Düşmanlığı Biçimi Olarak Hikmet Benol

Pink Floyd - Echoes (KeseK Floydstep remix) Free 320 by KeseK

Bir gün beni kimse durduramayacak. Ve kendimi rezil           
         etmeme izin verilmedikçe, ben de el alemi rezil etmeğe               
   devam edeceğim. Ve herkes kaybedecek bu yüzden. (Hikmet Benol) 
                                                                                                                                                                                             Sonra her yerde yasakladılar beni. (Hikmet Benol)

Karşı cinse olan tutkulu bağlılığın riyâkarlık olduğunu bilmek insanı özelleştirir. Tehlikeli Oyunlar1 romanının Hikmet Benol’ü bu özel adamlardan sadece biridir. Hikmet, karısı Sevgi’den ayrıldıktan sonra bir gecekonduya yerleşir. Alt katta dul kadın Nurhayat Hanım ve üst katta Emekli Albay Hüsamettin Tambay ikâmet etmektedir. Bu durum, Hikmet tarafından dul kadının oğlu Hidayet’e yazılan mektupta şöyle tasvir edilir: “Oğlum Hidayet. Biz burada gerçek, hayal, ve anılarla birlikte gayet sıkışık bir vaziyetlerde bulunuyoruz. Üst katta Hüsamettin Bey albayım, alt katta bildiğiniz gibi Nurhayat valideniz.” Hikâyenin gözüken yanı bizi aldatmasın sakın! Olaylar, kişiler ve zaman tamamen Hikmet’in bir kurmacasıdır. Burada Oğuz Atay’ın adını anmak bile istemiyorum. Çünkü roman boyunca Oğuz Atay, tanrı anlatıcı, etliye sütlüye pek de karışmaz. Sadece belli yerlerde duruma el koyarak Hikmet’i yönlendirir. Hikmet, roman boyunca eski karısı Sevgi’nin kendisine işlediği zulümleri anlatır, anlattırır ve Bilge’nin bu boşanma üzerindeki etkilerini tartışır. (Sen hiç evlenmedin, Sermet. Bilemezsin. İnsana öyle bir bakarlar ki, yaptığın hiçbir işi ciddiye alamazsın.) Hikmet karşı cins üzerindeki düşünceleri ve kendi iç konuşmaları ile tam bir anti kahramandır. Mevzu, süper egosu güçsüz okurlarca daha iyi anlaşılabilir kanaatindeyim.

Mesele, Hikmet’in yaşadıklarını anlatmak değil, Hikmet’in karşı cins üzerine geliştirdiği düşünceyi irdeleyerek aslında ne çeşit bir aşk anlayışına sahip olduğunu açıklamaktır. Hikmet, kendi hayvanlığına iman etmiş bir bireydir. Gerçeğin bu denli farkında olmak -Dostoyevski deyimiyle- onun kendisine saygı duymasını engellemektedir. Kendisine saygı duyulmasını istemeyen bir insan da başkalarından gelen saygıya ve sevgiye karşılık veremez. Başkasından gelen iltifatları küfür olarak addeder. Hikmet, bunu çözdükten sonra oyunlar oynamak zorunda kalmış ve romanın sonunda intihar ederek oyuna son vermiştir.

Hikmet, kendi kişisel tarihinden başlayarak tüm tarihe olan inancını yitirmiştir. Silinen belleğini ise geçmişi sürekli yeniden kurgulayarak tamir etmeye çalışır. Zaten hayalinde kurduğu Emekli Albay Hüsamettin Tambay da tarihe meraklı bir şahsiyettir. Hikmet’in tarihe inancı olan biriyle roman boyunca hasbıhal etmesi en başta çelişki olarak gözükebilir. Fakat emekli albayın tarihle ilgili olan konuşmalarını istihza ile provoke eden Hikmet, tarih karşısında sürekli galibiyetler almaktadır. Hikmet’in kendisine olan aşkı, hayatı boyunca ona yetmiş gözükmektedir. Ve yine kendisine olan aşkı, hayatına mal olmuştur: İntihar. Narkissos’un malamat ruhu iş başındadır.

Sevgi Düşmanlığı

Hikmet, Sevgi ile evlendikten kısa bir süre sonra sebebini bilmediğimiz (hayır biliyoruz, aşağıda açıklıyoruz) bir nedenden ötürü bulaşık yıkamaya başlamıştır. Öyle ki bu durum onu fazlasıyla üzmüş ve bununla ilgili anılara dalarken ayrıntılı tasvire sürüklemiştir. Karısından azar işitmemek için kurulama beziyle bulaşıkları kuruladığını anlatır. Ama tüm çabalarına rağmen Sevgi, bir bahane bulup ona sataşmaktadır. “Beni bu kadar seven ve ikide bir kollarını boynuma saran kadın neden böyle önemsiz bir mesele için beni azarlamıştı?” […] “Ben de azarlanınca Sevgi’nin böyle kötü yanlarını ve çok güzel filan olmadığını hatırlardım.” Hikmet albay ile şöyle dertleşir: “Karım düşündüğü için, ev işlerini de ben görüyordum albayım. Çok düşünceli kadındı: Durmadan düşünürdü.” Hikmet, öcünü almıştır: “Onu hayalimde kötü durumlara düşürerek intikam alırdım.”

Kuru Otlar Üstüne Üzerine

Yazarın notu: Okuyacağınız yazıda sürpriz bozacak bir yorum bulunmamaktadır. İnsanlar roman okumayı bıraktılar. Film ve dizi izlemeye deva...