Twitter âleminde
(bu Kezbanlar eskiden Ekşi’deydi)
şiirden bi bok anlamadıkları halde şiir üzerine, şair üzerine saçmalayan gerçek
ya da tüzel (yani bunların tüzelliği müstear olmalarından kaynaklanıyor, takma
adla takma ortamlar yaratıp tatmin yaşıyor, bi nevi modern derviş, önder, şair)
kişiler mevcut. Bugün çok ilginç birini keşfettim. Bu ilginç, İbrahim Tenekeci’nin
Allah’a şiir yoluyla şirk koştuğunu iddia edip onu gâvur ilan etti. Aforozcu sanırım
kendisi. Çıkış noktası şu dize: “uykudur tanrının en hayırlı evladı” Yani Allah doğurmaz ve doğmaz olduğu halde nasıl
olur da İbrahim Tenekeci Uyku’ya Allah’ın çocuğu der?
Bu ve bunun
gibi şahıslar Twitter’da devrim ve takipçi peşinde olan kişiler. Kimisi ilahiyat
okumanın, kimisi cemaatlerden atılmanın, kimisi edebiyattan kovulmanın, kimisi
iktidarsız olmanın, kimisi kariyerist ve konformist olmanın sonucu olarak öteki
olmanın yarıcı hazzını yaşıyorlar. Kimisi devlet memuru olduğu için adını
gizliyor, kimisi anne baba karı korkusundan kimisi ise ekmek parası uğruna. Şerefsizdir
bunlar. Hem müstear isimle İslamcılık ve devrimcilik yapar hem de gerçek isimlerine
kravat takar kapital götü yalarlar. Ama kesinlikle cahil değiller. Basit değiller.
Okumuş çocuklar. (Bunu belirtmek lazım) Çok az bir kısmı da bir şair tarafından
terk edilmiş, boşanma davasına kurban gitmiş tiplerdir. Bunlar genelde kadın
olur. Ama konumuz bu değil. Hele bu yazıda konumuz olan twitter kişisi Mülteci’nin
eski bir MİTçi olmasını hiç açmayacağım.
Allah’ın çocuğu olur mu? Elbette olmaz. Çünkü o doğmamış ve doğrulmamıştır. Doğurmayacak ve doğrulmayacaktır. Peki; Uyku, Ölüm, Hüzün gibi felsefeyi, dili, tasavvufu, fiziği, metafiziği mahvetmiş kavramların şiire dâhil olmasını insanlar bu kadar çabuk nasıl provoke edebiliyor. Bunları şiire dâhil etmek bir şair için risktir evet. Fakat şair bu riske katlanır. Peki twitter şarlatanı bu durumu manipüle edecek cesareti nereden buluyor. Uyku’yu bir insan adı olarak düşünüyor elbette. Mesela Maraşlı olsun. Soyadı da Kaçak olsun. Değil elbette. Uyku’nun bir rahmet ve gerçekten Allah’ın en güzel çocuklarından biri olduğunu bu ahmak da biliyor. Ölümün de. Ve diğer bütün dili kurban eden şeylerin… Fakat niyet başka. Niyet şiir ya da şiir eleştirisi değil. Niyet linç. Nasıl da koydum ama… diyip kaçmak.
Allah’ın çocuğu olur mu? Elbette olmaz. Çünkü o doğmamış ve doğrulmamıştır. Doğurmayacak ve doğrulmayacaktır. Peki; Uyku, Ölüm, Hüzün gibi felsefeyi, dili, tasavvufu, fiziği, metafiziği mahvetmiş kavramların şiire dâhil olmasını insanlar bu kadar çabuk nasıl provoke edebiliyor. Bunları şiire dâhil etmek bir şair için risktir evet. Fakat şair bu riske katlanır. Peki twitter şarlatanı bu durumu manipüle edecek cesareti nereden buluyor. Uyku’yu bir insan adı olarak düşünüyor elbette. Mesela Maraşlı olsun. Soyadı da Kaçak olsun. Değil elbette. Uyku’nun bir rahmet ve gerçekten Allah’ın en güzel çocuklarından biri olduğunu bu ahmak da biliyor. Ölümün de. Ve diğer bütün dili kurban eden şeylerin… Fakat niyet başka. Niyet şiir ya da şiir eleştirisi değil. Niyet linç. Nasıl da koydum ama… diyip kaçmak.
Yıllarca bu
tutucuların yobazların elinde Müslüman Sanatçılar işkence gördü.
riske girenin kim olduğu belli değil. o yüzden sanal alemde gizlenme olayı risk almama olayı olarak gösterilip risk almayan taraf başka yoldan kanıtlanmak istenmiş. ayrıca "yazık" sözü saptırılmış. anlayışlıların anlayışlılara yaptığını da biliyoruz. diriliş kelimesini kullandığı için cemil meriç tarafından şuursuzlukla suçlanır gibi olan sezai karakoç gibi. şair kelimesinin şuurdan gelmesi de ironik.şiirle tatmin olmadığının belgesi olmuş bu
YanıtlaSil