Nihayet şiir de öldü. Haber aldığımıza göre, uzun
zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen şiir, dün hayata gözlerini
yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre
, ‘ Yahu şiir ölür mü?’ diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır.
Bu nedenle gazetelerinde , ‘ şiir öldü mü? ‘ ya da ‘şiir ölür mü?’ biçiminde büyük başlıklar yayımlamakla yetinmişlerdir. Fakat acı haber
kısa zamanda yayılmış ve gazetelere telefonlar telgraflar yağmıştır, herkes, şiirin
son durumunu öğrenmek istemiştir. Bazıları bu haberi bir kelime oyunu
sanmışlarsa da, yapılan araştırmalar bu acı gerçeğin doğru olduğunu
göstermiştir. Evet, şiir artık aramızda yok. Şiirden uzun süredir ümidini
kesenler, ya da hayatlarında şiirin hiç farkında olmayanlar bu haberi
yadırgamamışlardır. Fakat, insanlık âleminin bu büyük kaybı, bir çok yürekte
derin yaralar açmış ve onları ürkütücü bir karanlığa sürüklemiştir; o kadar ki,
bazıları artık şiir olmadığına göre bir ülkeden de söz edilemeyeceğini ileri
sürmeğe başlamışlardır. Bize göre, böyle geniş yorumlarda bulunmak için vakit
henüz erkendir. Şiir artık aramızda dolaşmasa bile, hatırası gönüllerde her
zaman yaşayacak ve çocuklarımız bizden, bir zamanlar şiirin olduğunu, bizim
gibi nefes alıp ıstırap çektiğini öğreneceklerdir.
Şiirin güzel ve çekingen yüzünü bende görür gibi oluyorum.
Zavallı şiir kendini belli etmeden sokaklarda dolaşır ve ülke için bir şeyler
yapmağa çalışanları sevgiyle izlerdi. Bugün için şiir ölmüşse de, onun ilkeleri
akıllara durgunluk verecek bir canlılıkla aramızda yaşamağa devam edecektir. Şiirden
paylarını alamayanlar için o zaten bir ölüydü; onun bu kadar uzun zaman
yaşamasına şaşılıyordu. Yıllar önce küçük bir kasabada dünyaya gelen şiir,
dünya savaşlarından birinde, çok rutubetli bir siperde göğsünü üşütmüş ve
aylarca hasta yatmıştı. Bu olaydan sonra, hastalığın izlerini bütün ömrünce
ciğerlerinde taşıyan şiir, önceki gece sabaha karşı nefes alamaz olmuş ve
gösterilen bütün çabalara rağmen gün ağarırken doktorlar, şiirden ümitlerini
kesmek zorunda kalmışlardır. Doğru dürüst bir tahsil görmeyen ve kendi kendini
yetiştiren şiir hiç evlenmemişti. Küçük yaşta öksüz kalan şiire doğru dürüstte
bir miras kalmamıştı; bu yüzden sıkıntılarla geçen hayatı boyunca şiir,
başkalarının yardımıyla geçinmeye çalışmıştı. Şiirin ölümüyle ülkemiz, boşluğu
doldurulması mümkün olmayan bir değerini kaybetmiştir. Gazetemiz, şiirin
yakınlarına başsağlığı ve sonsuz sabırlar diler. Not: merhumun cenazesi, önce,
uzun yıllar yaşamış olduğu Hürriyet caddesinden geçirilecek ve ölümüne kadar
içinde barındığı Ümit Apartmanı bodrum katında yapılacak kısa ve sade bir
törenden sonra toprağa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder