Yayıncılar Edebiyatı Katlediyor serimizin ilk yazısında konuya giriş yapmıştık. Mevsim Yenice üzerinden yayıncıların ne şekilde ortamı bir düğün salonuna çevirdiğini aktarmıştık.
Yazımın ikinci bölümünü sıkı eleştirmenlerden birine ayırdım. Edebiyatı rezil iğrenç bir taşra düğün organizasyonuna çeviren ilk kanal kitap basan şirketlerdi. İkinci ayakta kitap ekleri ve internet siteleri var. Bu örgütler oldukça güçlüler. Bunlara mücadele etmek ancak bir namus borcu olduğu için giriyorum bu riske, kazanacağımdan değil, kesinlikle değil, sana da değil, en çok sana. Ne ise.
Eleştirmen Adalet Çavdar’ın 2019 yılının haziran ayında yazdığı
tweetlerden anladığımız kadarıyla 15 yazısı çıkmış matbu ve sanal ortamda. Tamamı
yeni çıkan raflarından olmak üzere tam 13 kitabı okumuş, sonrasında bazılarının
yazarlarıyla söyleşi yapmış, bazı kitaplar hakkında kritiklerde bulunmuş, bazı
kitaplara da her ikisini uygulamış.
Liste şöyle: Milliyet Sanat’ta Nejat İşler ile söyleşi yapıyor 5 Haziran’da. Aynı gün Bobby Dixon’un otobiyografisi hakkında yazısı çıkıyor Kitapsever’de. Tarihler bu günü gösterdiğinde bir de Duvar adlı internet gazetesinde Derviş Zaim’le alakalı bir yazı çıkıyor. İki gün sonra Cumhuriyet Kitap Eki’nde Margaret Atwood’un kitabı ile alakalı yazıyı kıraat ediyoruz. 12 Haziran’da Irmak Zileli’nin kitabını yazıyor Kitapsever’e. Bir gün sonra Murat Özyaşar ile mülakat, Duvar’da. Aynı gün Aslı Biçen’i yazıyor Cumhuriyet Kitap’a. Irmak Zileli’nin yukarıda geçen kitabı hakkında yazdığı yazı yetmediği için bir de söyleşi patlatıyor Posta’da ertesi gün. Ayın 20’sine geliyoruz. Duman grubu ile ay pardon Faruk Duman’ın kitabını yazıyor Kitapsever’e. Kitapsever dijital bir platform, yoruldunuz biliyorum. Az kaldı. Nejat İşler ile aynı kitap hakkında bir röportaj daha patlatıyor bu kez Milliyet Kitap Eki’nde, 25 Hazirandayız. Aynı gün bir söyleşi daha var, Duvar’da, Tomi Adayemi ile. Ertesi gün bir inceleme geliyor Tuğba Doğan’ın kitabına, Duvar’da. Peşinden bir Mevsim Yenice söyleşisi organize ediyorlar Cumhuriyet Kitap’ta, 27 Haziran’da. Aynı gün iki iş daha var. T24’te Ömer Altan’ın kitabını inceleme ve Kitapsever’de ve Lutz Seiler adlı şahsın kitabını…15 eylem var, 13 kitap hakkında.
Liste şöyle: Milliyet Sanat’ta Nejat İşler ile söyleşi yapıyor 5 Haziran’da. Aynı gün Bobby Dixon’un otobiyografisi hakkında yazısı çıkıyor Kitapsever’de. Tarihler bu günü gösterdiğinde bir de Duvar adlı internet gazetesinde Derviş Zaim’le alakalı bir yazı çıkıyor. İki gün sonra Cumhuriyet Kitap Eki’nde Margaret Atwood’un kitabı ile alakalı yazıyı kıraat ediyoruz. 12 Haziran’da Irmak Zileli’nin kitabını yazıyor Kitapsever’e. Bir gün sonra Murat Özyaşar ile mülakat, Duvar’da. Aynı gün Aslı Biçen’i yazıyor Cumhuriyet Kitap’a. Irmak Zileli’nin yukarıda geçen kitabı hakkında yazdığı yazı yetmediği için bir de söyleşi patlatıyor Posta’da ertesi gün. Ayın 20’sine geliyoruz. Duman grubu ile ay pardon Faruk Duman’ın kitabını yazıyor Kitapsever’e. Kitapsever dijital bir platform, yoruldunuz biliyorum. Az kaldı. Nejat İşler ile aynı kitap hakkında bir röportaj daha patlatıyor bu kez Milliyet Kitap Eki’nde, 25 Hazirandayız. Aynı gün bir söyleşi daha var, Duvar’da, Tomi Adayemi ile. Ertesi gün bir inceleme geliyor Tuğba Doğan’ın kitabına, Duvar’da. Peşinden bir Mevsim Yenice söyleşisi organize ediyorlar Cumhuriyet Kitap’ta, 27 Haziran’da. Aynı gün iki iş daha var. T24’te Ömer Altan’ın kitabını inceleme ve Kitapsever’de ve Lutz Seiler adlı şahsın kitabını…15 eylem var, 13 kitap hakkında.
Her kitap
yarım günde okunup, hakkında yazılacak olan yazı yarım günde yazılsa veya
söyleşi yarım günde gelse Adalet Çavdar’ın kalan 17 günde bu yazıları yazmasına
yardım edebilecek felsefi metinleri, kuramı, edebiyat tarihini, kültürünü
okuyabileceğini farz edebiliriz. Şöyle bir sonuç çıkıyor: 13 gün metin yazıp,
kalan 13 gün kendini yetiştirmek için okuyor. 4 gün de tatil yapsın. Haftada bir
tatil verelim ona. Fakat en büyük talihi şu olsa gerek: Yazı yazmadığı günlerde
vaktini daha verimli kullanıyor. Çünkü kalan günlerde yazı yazmak için ayırdığı
günlerden iki kat daha fazla kitap okuyor demektir. Ortalama 200 sayfa olan bir
kitabı yarım günde okuyup kalan yarımda yazı yazan bir sporcu, yazı yazmadığı günlerde
400 sayfa kadar okuyabilecektir. Demek ki Adalet Çavdar ayda 2600 sayfa iş
için, 5200 sayfa da kendisi için olmak üzere 7.800 sayfa kitap okuyor. İşte
eleştirmenlik bu kadar zahmetli bir iştir. Dışarıdan okura kolay gözüken bu kültür
sanat hayatı insanın tüm hayatını sömürür, kişiyi bir kitap kurdu yapar. Kişi gerçekle
bağlantısını kolayca koparır ve toplum dışı kalır. Yukarıda listesini
yaptığımız işlerden birkaçına beraber bakalım isterseniz, nasıl bir
entelektüellik damıtılmış bunca emeğin tenceresine. İnsan merak ediyor böyle
bir dâhinin işlerini, makalelerini.
(10 dakika sonra)
Teori çöktü arkadaşlar, şöyle bir tivitle karşılaştım
sayfada. Hepimize geçmiş olsun:
“How i met your mother, Mad men, Gracie and Frankie, Dexter,
Sherlok hepsini seyrettim. Bana uzun soluklu çıtır çerez dizi söyler misiniz?
Sonra bitince ay ne seyredeceğim diye aramaktan sıkılıyorum.”
How i met your mother, Mad men, Gracie and Frankie, Dexter, Sherlok hepsini seyrettim. Bana uzun soluklu çıtır çerez dizi söyler misiniz? Sonra bitince ay ne seyredeceğim diye aramaktan sıkılıyorum.— Adalet Çavdar (@AdaletCavdar) June 7, 2019
Kral'ı çıplak bırakmaya devam et Cihat Duman!
YanıtlaSilİlk yazınızdan mülhem yazdığı entry ile Ekşisözlük'te "debeye giren" apedron nickli yazarın dediği gibi:"profesör dumbledore’dan zaman döndürücü almış hermione gibi her yerde ismine rastladığımız adalet çavdar"
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil