Bu günlüğü neden
tuttuğumu bilmiyorum. Başına gelen hadiseleri unutmaya çalışan bir insan olarak
bu iş çok yorucu. Ama gelecekte bunu okuyanlar için eğer bir ibret olacaksa… Aslında
buna günlük denemez. Bu metni 13 Haziran 2013 günü 00.08’de yazmaya başladım.
Çünkü geçmiş günlerde yazacak zamanım ve motivasyonum yoktu. Olaylar evimin çok
yanında cereyan ediyordu ve buna elbette diğer insanlardan daha fazla tepki
veriyordum. Vicdanım beni evde tutamıyordu. %50’imi bile evde tutsam belki daha
az acı çekecektim. Fakat beraber çay içtiğim, her zaman caddede gördüğüm
geleceksiz, plansız, partisiz insanların iktidar tarafından telef edilmeye
çalışılmasını sindiremedim. Umumiyetle meydanda olmaya çalıştım. Bir nefes de
ben gaz solursam, diğer insanların daha az boğulacağını düşündüm. Twitter’dan
anlık düşüncelerimi sürekli belirttim. Olayın sosyolojik boyutundan çok
psikolojik boyutu beni ilgilendiriyordu. Olay bir karı koca ilişkisi ya da
Freudcu komplekslerle anlatılabilirdi. Roboski’yi kürtaj ile, Reyhanlı’yı alkol
ile kapamak bu ikisi arasında da sürekli insan bedenine ait dokunulmaz şeylere
dokunmaya çalışmak, halkta bir enerji birikmesine yol açmıştı. Eve neden geç geldin, o kadın kim, o adam
sana niye SMS attı, çocuğu okuldan kim alacak, babama neden saygısızlık ettin,
annem hasta ve bizde kalması gerekiyor türünden bir savaşın bir karı koca
muharebesinin temsiliydi. Biriken eş diğer eşi ya öldürür ya da boşar. Başka
açıdan bakacak olursak özgürlüğü ana, Tayyip’i baba yerine koyup hadım
edilmekten korkan neslin babayı öldürmeye çalışmasıydı. Benlik işgal altındaydı
ve polisin maksadı aşan müdahalelerine gençler mizahla ve pasif direnişle
mukabele ediyordu. Kimse silah çekmedi. Fakat refleksler görevdeydi. Gazı
soluyan ve solunum sitemi çöken genç küfrediyordu. O yetmezse dükkânların
kepenklerine vuruyordu. O da yetmezse taş atıyordu. Fakat taşlar yetişmiyor ve
hiçbir polis bu taşlardan yaralanmıyordu. Belki yararlanıyordu diyebiliriz. (Devamı Natama'da)
Bu Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bir Mezarlık Komedisi: Gassal
Hayatta kalırsak su faturasını kim ödeyecek diyen milyonlarca insana sordukları soru gerçekten hokkabazların şanına yakışacak görkemdeydi: Ö...

-
Hayatta kalırsak su faturasını kim ödeyecek diyen milyonlarca insana sordukları soru gerçekten hokkabazların şanına yakışacak görkemdeydi: Ö...
-
(Yazı şahsi kin gütme yazılarından biridir, edebiyatla alakası yoktur. Şahıs, açlık grevleri için imza toplarken benden imza istememiştir...
-
Bayramın birinci günü adettir dedim bir mezarlık turu atayım. Eyüp’te Necip Fazıl, Ahmet Haşim; Edirnekapı’da Oğuz Atay, Beylerbeyi Küplüce...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder