Dün Birhan Keskin ile ilgili bir yazı yazdım. Bugün de bakalım başka kimler yazmış derken bir yazı gördüm. Mişel Fuko’nun Parrhesia sözcüğünü ele aldığı metinde bizi
ilgilendiren bölümler şöyle: Parrhesia, özgürce konuşma, açık sözlülük, her
şeyi söylemek, kalbini ve zihnini konuşma yoluyla başkalarına açmak demektir.
Bunu yapan kişiye de parrhesiastes deniyor. Ben siz anlayasınız diye Seda Sayandiyeyim. Erol Köse iktidarına saldırışı (Az önceki cümleye basınca video açılıyor). Yıldız Tilbe’nin Tatlıtes iktidarına
vurması. Daha iyi anlamanız için bir de siyasetten örnek vereyim: Veremiyorum.
Yok öyle biri. Fakat Antik Yunan’da deli gibi elemanlara deniyor. Açıyor ağzını
yumuyor gözünü. Filmlerimize bakıyorum, Sarmaşık Filmi’ndeki Nadir Sarıbacak mesela,
bir Parrhesiastes.
Fuko, bazı özellikler saymış: Açıksözlülük, Hakikat, Tehlike,
Ödev. Açıksözlülük kısmını yukarıda açıkladık. Hakikat ise boşboğazlık etmeden
kalbini ve zihnini boşaltmaktır. Tehlike: Söylenen şeyin söylendiği anda bir
riski üstlenmesi olarak tanımlanmış. Fuko burada der: Bir insan (bakın şair
demiyor Fuko) ancak hakikati söylemenin risk ya da tehlike arz ettiği
durumlarda parrhesia kullanıyor sayılır der. Örnek olarak filozof ve tiran
örneğini verir. Filozof tirana atar yaparsa ve ağzına geleni söylerse burada
parrhesia’dan bahsederiz. Ama öğretmen doğru bildiğini öğrencilerine anlatırsa
buna parrhesia denemez diyor. Ödev başlığı altında Fuko, Sözünü Sakınmadanlık’ın
(artık parrhesia kelimesini kullanmayacağım n’aber) bir ödev olması gerektiğini
söyler. İşkence altında zorla ettirilmiş bir itiraf Sözünü Sakınmadanlık
olamaz. (Sözünü Sakınmadanlık’a bundan böyle parhesya diyeceğim.) Parhesya
nihayetinde konuşmacının dürüstlük yoluyla hakikatle belli bir ilişki kurduğu,
tehlike yoluyla kendi hayatıyla belli bir ilişki kurduğu, eleştiri yoluyla
kendisi ya da öteki insanlarla belli bir ilişki kurduğu, özgürlük ve ödev
yoluyla da ahlaki kuralla özgül bir bir ilişki kurduğu bir sözel etkinlik
türüdür. Bakın Fuko ne diyor: SÖZEL ETKİNLİK TÜRÜ. (Fuko'nun ses kaydı olduğu için bi de çeviri kötü olduğu için yukarıdaki tanım biçimsiz olmuş) Şiir, edebiyat, kurmaca
kelimesi geçiyor mu bu metinde. Fuko Ecevit’e yazar kasa atan adamdan bile
bahsetmiyor (o adamın böyle bir ödevi yok) Fuko direkt olarak içeri alınan
akademisyenlerden bahsediyor. Fuko müvekkillerini savunurken terörden
yargılanan Avukat Ramazan Demir’den bahsediyor: Savunmasında “tutuklayın beni
siz kimsiniz lan” demişti hâkime. Veysi Erdoğan ise Birhan Keskin’in yazdığı
son kitabı överken Birhan Keskin’in bir Parrhestias olduğunu çünkü içinden ne
geçiyorsa söylediğini yazmış. Birincisi yukarıda belirttiğimiz gibi bu Parhesya
yazılı yoklama yapılan bir şey değil. İkincisi yazılı olsa bile boşboğazlık şeklinde
ortaya çıkan sözler Fuko’nun tanımlanmasındaki hakikat şartına aykırı: Kalbin ve zihnin her hareketini yansıtan bir
sözel etkinlik olarak parrhesia, bu olumsuz anlamıyla, açıkça Tanrı’nın
tefekkürüne engel teşkil eder. Görüldüğü üzere her içinden geçeni her
mecrada söylemek, yani her doğruyu her yerde söylemek tıpkı bizde olduğu gibi
orda da boşboğazlıkla itham ediliyor. Diğer koşulları hiç tartışmayacağım, risk
unsuru falan. Kimse kusura bakmasın ama Birhan Keskin şiir yazarak herhangi bir
risk almadı. Öyle bir dizesi yok. Devrim mi demiş, Kürdistan mı demiş, katil
hırsız mı demiş, ne demiş? Bunlar bile risk değil şiirde. Kurmaca der geçersin.
Haa şöyle olur bak: Bir kesim artık seni satın almaz, Allah koruya! Peki Veysi
Erdoğan ne demiş:
Ya hu çüş!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder