Bu Blogda Ara

27 Mart 2011 Pazar

Dirim Kurgu

Murat Üstübal’ın son on yılın şiir tartışmalarına toplu bir şekilde bakabilmemizi sağlayacak kitabı Dirim Kurgu Ebabil Yayınları tarafından kitaplaştırıldı. Foucaultçu heterotopya, Deleuzecü yersiz yurtsuzlaştırma ile köksap (rhizom) ve Derridacı yapısöküm etrafında kurulan metinler bize postyapısal bir eleştirinin yapıldığını ima eden delillerden sadece bir kaçı. Yazıların çoğu Üstübal’ın Bülent Keçeli ile birlikte çıkardığı ve Türkçe Şiir’de hatırı sayılan kırılmalardan birine imza atan Ücra Dergisi’nde yayımlanmış. Üstübal giriş yazısında da zaten Ücra Şiiri tanımlaması yaparak şu açıklamaları yapıyor: “Ücra, sürrealist deneyimin dilin sentaks ve gösterge hareketlerine bağlı yapısal özelliklerini ihmal ettiğinden Dada hareketini sadece indirgemekle kalmayıp aynı zamanda bilinçaltını yarı pozitivist ve yarı romantik bir anlayışla fethetmeye soyunması ile sonuçlandığını fark etti. Hâlbuki dilin plastik yanının ve somut yapısının semantik imgesel düzenekleri ile ilişkisi ve bağıntısının yeni şiire içkinleşerek verili olmayan yeni göstergeleri yaratacağı belliydi.”

Kitabın merkez kaç adlı bölümünde son yılda tartışılan görsel şiir, somut şiir, deneysel şiir, ikinci yeniyi aşmak, postmodernizm, ironi gibi konularda yazılmış yazılar var. Yazılar farklı bir paradigma sunmanın ötesinde savunduğu şeyleri olumsal (aksi iddia edilebilir) bir şekilde aktarıyor. Tüm bunlar yapılırken Üstübal’ın kullandığı dilin yabancılığı gözden kaçmıyor. Okuru zorlayacak bir metinle karşıya karşıya olduğumuzu bilememiz gerek. Birçok felsefi kavramın ve Üstübal tarafından Deleuzevari üretilen kelimelerin anlamı muğlâk bırakılmış. Üstübal okurun bildiğini farz ederek yazmış. Postmodernizmin bize sunduğu kavramlar gerçekten de tanımsızdır. Hatta modern bir kavram olan Varoluşçuluk bile Sartre tarafından yarım ağızla tanımlanmıştır. Yine de Üstübal’ın sürekli kullandığı kelimelerin/kavramların mini bir sözlük şeklinde kitabın arka sayfalarında toplanması düşünülebilirdi. En azından bir kavramın yazar nezdinde en yakın anlamını algılayabilmek, metni çözebilmek açısından iyi olurdu. Buna rağmen kitabın modern şiirimizdeki tartışmaların neliğini günümüze taşıyabildiğini, üzerine ekleme yapmaya fırsat tanıdığını görebiliyoruz. Şiirde özne, tekillik, çoğulluk, kitle, zaman ve bunların dille kurduğu yakın teması okuyabileceğimiz bu biricik kitap ayrıca TYB 2010 Edebi Tenkit Ödülü’ne de değer görüldü. Ebabil Yayınları’nın daha estetik baskılarını görmek istediğimizi buradan bildirir Temsil Edilemeyen’e bir selam da biz göndeririz.

“Günümüz genç şiiri antiform yanlısıdır, yapıçözümcüdür, bir antitezi vardır, metin öncelikli ve metinlerarasıdır, metanomiktir, köksapsaldır, yüzey şiiridir, küçük tarihçidir, kişisel dile önem verir, şizofreniktir, içkindir parçalıdır, oyunsaldır, tasarımsal değil rastlantısaldır ve en nihayetinde metafiziksel değil ironiktir.” (İhab Hasan’ın karşıtlıklar listesi bağlamında Murat Üstübal’ın tespiti.)
                                                                                      Cihat Duman, Yeniyazı 9

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Keşke bizi de kamyonlara koyup taşısalardı.

Keşke bizi de kamyonlara koyup taşısalardı kavunlara haksızlık oldu. Cadde-i Kebir’e bir damla kan düşmesin diye yapıldığını farz ettiğim ku...