Bu Blogda Ara

26 Nisan 2011 Salı

bir öykücümüzden rüya

akşam bi rüya gördüm. taşrada çıkan bir dergiyi benim üzerime yapıyorlar. bundan sonra sen çıkaracaksın diyorlar. dergiyi kamyonetle eve taşıyorum. allahım bu işin altından nasıl kalkacağım diyorum. yazı iste milletten, gelen öyküleri oku, yayınlamadın diye papaz ol insanlarla. dergiyi kamyonetten indirirken bunları düşünüp söyleniyom. o sırada bi kız geliyo. ben sana yardım ederim diyor. içimden nasıl nasıl diye düşünürken, yarın anlatırım diyor. o anda uyandım.

[taşrada çıkan dergilerin sizin üzerinize yapılması önümüzdeki aylarda taşra meyvesi olan buğdayın bereketli olacağına dalalet eder. bu bereketten siz de yararlanacaksınız. çünkü teklifi kabul etmişsiniz. bu da yeni bir kitap için hızlıca öykü serisi yazacağınıza ve telifinizi peşin alacağınıza işarettir. gelen kız ise annenizin (eğer yaşıyorsa) vefat edeceğini bize gösterir. şimdiden allah rahmet eylesin. merak etmeyin hepimizin annesi ve hepimiz zaten ölecek. bunu yüzünüze karşı direkt söylememin nedeni sizi buna hazırlamak. burada aynı zamanda empati de yapılır. anneniz yüz yıl sonra ölecek. yok. bence anneniz öleceği zaman ölsün ha. ne fazla ne uzun. ama ilk isteğim sizin annenizden önce ölüp anne ölüsünü görmemenizdir. kızın nasıl yardım edeceğini rüyada anlatmaması ise sizin kadınlarla olan ilişkinizin niteliğine götürür bizi. kadınlara kendinizi çok iyi anlattığınızı ama onların sizi anlamadığını düşünüyorsunuz. rüyada kızın anlatımı yarın yapacağı bunun imkansızlığını imliyor. kadın ve erkek iletişimsizliği karşılıklı olarak imkansız ve "yok hükmünde" olduğu için şimdiye kadar düşündüğünüz şey yanlış. ve bu sizi hasta eylemiş. bunda elbette okur ile yazar arasındaki iletişimsizliğe ve anlamın aktarılamamasına ilişkin bi şeyler de söylemek isterdim. ama olmadı. tabir: c.duman]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kuru Otlar Üstüne Üzerine

Yazarın notu: Okuyacağınız yazıda sürpriz bozacak bir yorum bulunmamaktadır. İnsanlar roman okumayı bıraktılar. Film ve dizi izlemeye deva...